Geçen yılki Antalya blogumda, Antalya’dan hoşlanmadığımı yazmıştım. Antalya’ya o kadar çok geldim ki, bunu söylemeye hakkım olduğunu biliyorum. Bazen kısa kalışlar, bazen de uzun süren konaklamalarla, Antalya’nın toplam otel popülasyonunun oldukça yüksek bir kısmında kalmışımdır. Tüm bu yolculuklarımda kendimde ve arkadaşlarımda gözlediğim ciddi bir sıkıntı ile bugün karşınızdayım sevgili okuyucularım : toplanırken iyi hissettiğimiz ama sonrasında mutlu olamadığımız valizler…
Kısa kalışlarda ihtiyacın çok üzerinde getirilmiş ve bir kez bile giyilmeden kırış kırış olup geri taşınmış kıyafetlerle dolu, sanki çok daha uzun kalınacakmış gibi hazırlanan valizler, modern zamanların en ciddi sorunlarından biri değil midir canlarım? Bunun yanısıra uzun kalışlarda da zaman ve ihtiyacı hesaplayamadan, az kıyafet ile hazırladığımız ve bizi alışveriş yapmaya mecbur bırakan utanç verici valizlerimiz de olmuştur elbette. Gün hesabı yaparak, hangi gün ne giyeceğimizi iyi hesaplamak yoluyla, valizlerimizi ihtiyaç dahilinde toplayabiliriz sevgili turizmdaşlarım. Ancak mevsimi de hesaba katmamız gerekmektedir. Yazın biri gündüz diğeri akşam kullanılmak üzere günlük iki tshirt veya gomlek kafi olmayacak mıdır pıtırcıklarım? Çok terleyen bir insansak bu sayı daha da yükselebilir. Bir önceki gün giyilmiş tshirt veya gömlekleri giymeme alışkanlığı olanlar…Dikkat! Her günkü konforunuz veya şımarıklığınızdan bir süreliğine vazgeçmeniz gerekebilir. Özellikle aslan burçları bu haftalarda Venüs’ün ileri doğru hareketiyle yolculuklara çıkacaklar, uzun süre evden ayrı kalıp müzik yapabilecekler…biraz da astroloji…
Filhakika kış yolcuklarında en önemli sorun kalın kıyafetler ve bilhassa uzun kalışlarda bunları optimum bavul sayısıyla nasıl dengelebileceğimiz değil midir kuzucuklarım? Hepinizin hepbir ağızdan eveeeeeeet dediğini duyar gibi oluyorum. Bu sebeple üstüne parfümü basmak suretiyle uzun süre kullanacağımız ve kir göstermeyeceğinden emin olduğumuz koyu renk kıyafetlerle valizimizi hazırlamalıyız anacıklarım.
Mamafih yolculuğun ilk günlerinde giyeceğimiz kıyafetler valizimizin üst kısımlarına koyulmalıdır endoplazmik redikulumlarım. Valizimiz dik durduğunda altta kalacak olan kısıma ayakkabı, havlu gibi kırışmayacak, kırışsa da iplemeyeceğimiz eşyaları koymalı, kişisel bakım malzemelerimizin olduğu çantaları, ayrıca plastik bir torba içinde en üste yerleştirmeliyiz benim tantrik seksçilerim…
Hakeza atalarımız ne demişler minik bebeciklerim? Sakla samanı gelir zamanı. Yedeksiz yola çıkılmaz! Yedek kıyafetlerimiz de her zaman valizimizin bir köşesinde durmalıdır, öyle değil mi tatlı soğan cücüklerim?
Hasbelkader bu blogumuzda etraflıca vazil toplamaktan bahsettik…ancak burda toplanmışı var muhterem çiğdem çıtlayıcılarım…
Umarım faydasını görürsünüz bu konudaki emsalsiz tecrübelerimin benim yalnız ve yaşlı ülkeciklerim…çatalkaralarım…çingenelerim…inişlerim…çıkışlarım…
Turne notları ve dedikoduları :
Şanlıurfa’da Gümrük Han’da yürürken, kahvede oturmakta olan bir bey arkamızdan seslenip, ”Beyefendi, fotoğraf makinanızla yanımdaki arkadaşım ve benim bir fotoğrafımı çekip bana mail atar mısınız?” dedi…Yanındaki adam Yılmaz Güney filmlerinde oynayan eski bir oyuncuymuş. Altay çekti ve yolladı…tamamen gerçektir…
Otobüste en popüler parça ”Olmasa Mektubun”. Matthew özellikle nakaratta tizlere çıkarak gitar sanatının tüm inceliklerini bizimle paylaşıyor. Bir yıldız doğuyor hanımlar beyler…
Matthew’ın yerinde gözü olduğunu iyice belli etmesiyle canı sıkılan ve rahatsızlığını soundchecklerde başka enstrumanları çalarak belli eden Ayhan davulda karar kıldı. Volkan’ın arkasını döndüğü bir anda davula oturup bütün takımı şaşırtan Ayhan’ın, ”Bundan sonra davulcu benim. Volkan Öktem de kimmiş? Hahahaaaayyyyttt” demesi büyük çalkantıya sebebiyet verdi…
Bu arada Volkan’ın o kızgınlıkla basımın yanında tur atması hoşuma gitmedi…
Monitör mühendisimiz Heights, Adana’da kahvaltıda halen içinden yemekte olduğu tabağını sormadan alan garsona çatal fırlatmış. İsabet eden çatal sonucunda zaiyat yok…
Son Dakika!..Dünyanın en önemli mali müşaviri Kenan Kır, Konya-Antalya arasında bizlerle zaman geçirmek, eğlenmek, takılmak için alışkın olduğu lüks araçlardan inip mütevazı tur otobüsümüzle yolculuk etti. Ama yolun büyük kısmında uyudu !..Kenan Kır…Sözüm sana…Yetmiş milyon bizi izliyor…Bizimle bir yolculuk daha etmek zorundasın…Biz bundan birşey anlamadık…
Hepimizin taklidini yapmasıyla ünlü olan doktor İlhan, Denizli’ye gelince horoz taklidi yapmaya başladı…Utanç içindeyiz…
Bir önceki bolgumda yazdığım ”göt” kelimesi, Antalya Rixos’un internet elemesine takıldı ve bu otelden girmeye çalışınca sayfa açılmadı. Pay tvsi olan bir otelin, Can Yücel’in dediği gibi ”göte göt denen” bir ülkede, bu kelimeye ”porno” açıklaması koyarak yasaklaması ne kadar doğrudur tartışırım… Diğeri şifreli bu değil değil mi?..şaka değil bu…
Flaş…flaş…Grubumuzdan kimler bu turnede motoru bozdu?…Az sonra…
alp
Geçen yılki Antalya blogumda, Antalya’dan hoşlanmadığımı yazmıştım. Antalya’ya o kadar çok geldim ki, bunu söylemeye hakkım olduğunu biliyorum. Bazen kısa kalışlar, bazen de uzun süren konaklamalarla, Antalya’nın toplam otel popülasyonunun oldukça yüksek bir kısmında kalmışımdır. Tüm bu yolculuklarımda kendimde ve arkadaşlarımda gözlediğim ciddi bir sıkıntı ile bugün karşınızdayım sevgili okuyucularım : toplanırken iyi hissettiğimiz ama sonrasında mutlu olamadığımız valizler…
Kısa kalışlarda ihtiyacın çok üzerinde getirilmiş ve bir kez bile giyilmeden kırış kırış olup geri taşınmış kıyafetlerle dolu, sanki çok daha uzun kalınacakmış gibi hazırlanan valizler, modern zamanların en ciddi sorunlarından biri değil midir canlarım? Bunun yanısıra uzun kalışlarda da zaman ve ihtiyacı hesaplayamadan, az kıyafet ile hazırladığımız ve bizi alışveriş yapmaya mecbur bırakan utanç verici valizlerimiz de olmuştur elbette. Gün hesabı yaparak, hangi gün ne giyeceğimizi iyi hesaplamak yoluyla, valizlerimizi ihtiyaç dahilinde toplayabiliriz sevgili turizmdaşlarım. Ancak mevsimi de hesaba katmamız gerekmektedir. Yazın biri gündüz diğeri akşam kullanılmak üzere günlük iki tshirt veya gomlek kafi olmayacak mıdır pıtırcıklarım? Çok terleyen bir insansak bu sayı daha da yükselebilir. Bir önceki gün giyilmiş tshirt veya gömlekleri giymeme alışkanlığı olanlar…Dikkat! Her günkü konforunuz veya şımarıklığınızdan bir süreliğine vazgeçmeniz gerekebilir. Özellikle aslan burçları bu haftalarda Venüs’ün ileri doğru hareketiyle yolculuklara çıkacaklar, uzun süre evden ayrı kalıp müzik yapabilecekler…biraz da astroloji…
Filhakika kış yolcuklarında en önemli sorun kalın kıyafetler ve bilhassa uzun kalışlarda bunları optimum bavul sayısıyla nasıl dengelebileceğimiz değil midir kuzucuklarım? Hepinizin hepbir ağızdan eveeeeeeet dediğini duyar gibi oluyorum. Bu sebeple üstüne parfümü basmak suretiyle uzun süre kullanacağımız ve kir göstermeyeceğinden emin olduğumuz koyu renk kıyafetlerle valizimizi hazırlamalıyız anacıklarım.
Mamafih yolculuğun ilk günlerinde giyeceğimiz kıyafetler valizimizin üst kısımlarına koyulmalıdır endoplazmik redikulumlarım. Valizimiz dik durduğunda altta kalacak olan kısıma ayakkabı, havlu gibi kırışmayacak, kırışsa da iplemeyeceğimiz eşyaları koymalı, kişisel bakım malzemelerimizin olduğu çantaları, ayrıca plastik bir torba içinde en üste yerleştirmeliyiz benim tantrik seksçilerim…
Hakeza atalarımız ne demişler minik bebeciklerim? Sakla samanı gelir zamanı. Yedeksiz yola çıkılmaz! Yedek kıyafetlerimiz de her zaman valizimizin bir köşesinde durmalıdır, öyle değil mi tatlı soğan cücüklerim?
Hasbelkader bu blogumuzda etraflıca vazil toplamaktan bahsettik…ancak burda toplanmışı var muhterem çiğdem çıtlayıcılarım…
Umarım faydasını görürsünüz bu konudaki emsalsiz tecrübelerimin benim yalnız ve yaşlı ülkeciklerim…çatalkaralarım…çingenelerim…inişlerim…çıkışlarım…
Turne notları ve dedikoduları :
Şanlıurfa’da Gümrük Han’da yürürken, kahvede oturmakta olan bir bey arkamızdan seslenip, ”Beyefendi, fotoğraf makinanızla yanımdaki arkadaşım ve benim bir fotoğrafımı çekip bana mail atar mısınız?” dedi…Yanındaki adam Yılmaz Güney filmlerinde oynayan eski bir oyuncuymuş. Altay çekti ve yolladı…tamamen gerçektir…
Otobüste en popüler parça ”Olmasa Mektubun”. Matthew özellikle nakaratta tizlere çıkarak gitar sanatının tüm inceliklerini bizimle paylaşıyor. Bir yıldız doğuyor hanımlar beyler…
Matthew’ın yerinde gözü olduğunu iyice belli etmesiyle canı sıkılan ve rahatsızlığını soundchecklerde başka enstrumanları çalarak belli eden Ayhan davulda karar kıldı. Volkan’ın arkasını döndüğü bir anda davula oturup bütün takımı şaşırtan Ayhan’ın, ”Bundan sonra davulcu benim. Volkan Öktem de kimmiş? Hahahaaaayyyyttt” demesi büyük çalkantıya sebebiyet verdi…
Bu arada Volkan’ın o kızgınlıkla basımın yanında tur atması hoşuma gitmedi…
Monitör mühendisimiz Heights, Adana’da kahvaltıda halen içinden yemekte olduğu tabağını sormadan alan garsona çatal fırlatmış. İsabet eden çatal sonucunda zaiyat yok…
Son Dakika!..Dünyanın en önemli mali müşaviri Kenan Kır, Konya-Antalya arasında bizlerle zaman geçirmek, eğlenmek, takılmak için alışkın olduğu lüks araçlardan inip mütevazı tur otobüsümüzle yolculuk etti. Ama yolun büyük kısmında uyudu !..Kenan Kır…Sözüm sana…Yetmiş milyon bizi izliyor…Bizimle bir yolculuk daha etmek zorundasın…Biz bundan birşey anlamadık…
Hepimizin taklidini yapmasıyla ünlü olan doktor İlhan, Denizli’ye gelince horoz taklidi yapmaya başladı…Utanç içindeyiz…
Bir önceki bolgumda yazdığım ”göt” kelimesi, Antalya Rixos’un internet elemesine takıldı ve bu otelden girmeye çalışınca sayfa açılmadı. Pay tvsi olan bir otelin, Can Yücel’in dediği gibi ”göte göt denen” bir ülkede, bu kelimeye ”porno” açıklaması koyarak yasaklaması ne kadar doğrudur tartışırım… Diğeri şifreli bu değil değil mi?..şaka değil bu…
Flaş…flaş…Grubumuzdan kimler bu turnede motoru bozdu?…Az sonra…
alp
Comments