Konya’ya rahat geldik…
Daha önce de kaldığım Konya Rixos, bence dünyanın en güzel manzarasına sahip tuvaletleriyle insana bir huzur, ferahlık içinde hacet gidertiyor.
Tuvalet önemlidir. Ama tuvalet kağıdı da en az onun kadar önemlidir. Tuvalet kağıtları, günü nasıl geçireceğimizin belirleyicilerindendir. Dokulu, kokulu, düz, renkli… Klozetin yanındaki duvarda sallanan minik askısından bize oturduğumuz yerde göz kırpan bu sevimli buluş, bugünkü yerine gelinceye kadar taş da olmuştur, yaprak da. Askerliğimizde tuvaletleri taşla doldurulduğu için cezalandırılan bölüklere rastlamışızdır öyle değil mi sayın askerliğini yapmış olan beyler?
Tuvalet kağıdının kalitesi, insan doğasının gerekliliği sonucu elde ettiği rahatlığı adeta taçlandırabilir de, bozabilir de.
Kalitesizleri can sıkar. Ama en azından dürüsttür. Bu fiyata bunu veriyorum kardeşim der. Neyse odur. Karşılığında aldığın ürün paramparça oluverir bazen. Evet, aynı zamanda kurutuyordur. Ama beni seçtin, bunu verdim deme hakına sahiptir. Umumi tuvaletlerde de bu modele rastlamak kuvvetle muhtemeldir. Normal zamanlarda kullanmasak bile buralarda maruz kalmışızdır. Eee, ne demişler, mabad umduğu değil bulduğu kenefe bırakır…
Bir de güzel ambalajlar içinde, yüksek fiyatlara satılan, ama suyu yiyince dağılıveren, ele yapışan, popomuzun yanaklarında minik kağıtçıklar bırakan tuvalet kağıtları vardır. ”İyisi olsun da bari burda bir keyif yapayım” derken, kendimizi yine o sarsıcı gerçeğin içinde bulmuşuzdur. Bir daha o markayı almayacağımıza dair söz veririz kendimize. ”Bu ambalaj, bu firma, nası yani?” deriz. Yakıştıramayız. Ama gerçek tüm çıplaklığıyla arkamızdadır. Bir daha almamaya söz veririz; ancak markete gittiğimizde unutur, tekrar alırız. Aldanırız. Bu döngüyü yaşar dururuz. Unutmayanlarımız da vardır. Derslerini almışlardır. Onlar tecrübeyi akılda tutabilenlerimizdir…
Bazen sıradan hatta vasat, belki iğrenç ambalajlı, büyük bir holdingin değil de, sıradan bir şirketin malı olduğu belli olan tuvalet kağıtları görürüz raflarda. Düşünürüz. Ona bir şans vermeyi isteyebiliriz. Yanından geçip gitmiş olsak, bir dahaki alışverişte ona tekrar rastlayana kadar hatırlamayız bile. Ancak o fırsatı verdiğimizde bize kalan rahatlık, bunca zaman neden onun yanından geçip gittiğimizi sorgulatır bize. Pahalı çoğu üründen daha iyidir. Ama gösterişsizdir. Fiyatı, verdiğinin yanında azdır. Ama o mutludur.
Peki ya hem güzel isimli, dokulu, ambalajlı ve aynı zamanda da kaliteli, ancak arkamızda kaldığı için hep unuttuğumuz, en değerli organlarımızdan biri olan popomuza hakettiği değeri veren tuvalet kağıtları yok mudur a dostlar?Olmaz olur mu? Hiç…olmaz olur mu? O rehavet içindeyken yardımımıza koşup bizi altı yeni değiştirilmiş bir bebek kıvamına getiriveren tuvalet kağıtları, ne kadar mutlu eder hepimizi bir düşünsenize…Hep onu isteriz. Bağımlısı olmuşuzdur. O yoksa herşey boştur. Mutsuzuzudur bulamadığımız zamanlarda. Ancak pahalıdır. O paraya oo hooo o, neler yapabilirizdir.Kıyamayız bazen paralara. Daha azına razı oluruz.
En makbulü ambalajıyla, fiyatıyla ve kalitesiyle tutarlı, neyi vaad ediyorsa, nasıl görünüyorsa öyle olan tuvalet kağıtlarıdır. Neyi aldığımızı biliriz. Alabildiğimizi alırız.
İnsanlar da tuvalet kağıtları gibidir…
Ben bu hayatta görüp görebileceğim tüm götlere rağmen dağılmadan, erimeden, parçalanmadan, ambalajımla uyumlu, kanalizasyonuma akabilmek isterim…
alp
Konya’ya rahat geldik…
Daha önce de kaldığım Konya Rixos, bence dünyanın en güzel manzarasına sahip tuvaletleriyle insana bir huzur, ferahlık içinde hacet gidertiyor.
Tuvalet önemlidir. Ama tuvalet kağıdı da en az onun kadar önemlidir. Tuvalet kağıtları, günü nasıl geçireceğimizin belirleyicilerindendir. Dokulu, kokulu, düz, renkli… Klozetin yanındaki duvarda sallanan minik askısından bize oturduğumuz yerde göz kırpan bu sevimli buluş, bugünkü yerine gelinceye kadar taş da olmuştur, yaprak da. Askerliğimizde tuvaletleri taşla doldurulduğu için cezalandırılan bölüklere rastlamışızdır öyle değil mi sayın askerliğini yapmış olan beyler?
Tuvalet kağıdının kalitesi, insan doğasının gerekliliği sonucu elde ettiği rahatlığı adeta taçlandırabilir de, bozabilir de.
Kalitesizleri can sıkar. Ama en azından dürüsttür. Bu fiyata bunu veriyorum kardeşim der. Neyse odur. Karşılığında aldığın ürün paramparça oluverir bazen. Evet, aynı zamanda kurutuyordur. Ama beni seçtin, bunu verdim deme hakına sahiptir. Umumi tuvaletlerde de bu modele rastlamak kuvvetle muhtemeldir. Normal zamanlarda kullanmasak bile buralarda maruz kalmışızdır. Eee, ne demişler, mabad umduğu değil bulduğu kenefe bırakır…
Bir de güzel ambalajlar içinde, yüksek fiyatlara satılan, ama suyu yiyince dağılıveren, ele yapışan, popomuzun yanaklarında minik kağıtçıklar bırakan tuvalet kağıtları vardır. ”İyisi olsun da bari burda bir keyif yapayım” derken, kendimizi yine o sarsıcı gerçeğin içinde bulmuşuzdur. Bir daha o markayı almayacağımıza dair söz veririz kendimize. ”Bu ambalaj, bu firma, nası yani?” deriz. Yakıştıramayız. Ama gerçek tüm çıplaklığıyla arkamızdadır. Bir daha almamaya söz veririz; ancak markete gittiğimizde unutur, tekrar alırız. Aldanırız. Bu döngüyü yaşar dururuz. Unutmayanlarımız da vardır. Derslerini almışlardır. Onlar tecrübeyi akılda tutabilenlerimizdir…
Bazen sıradan hatta vasat, belki iğrenç ambalajlı, büyük bir holdingin değil de, sıradan bir şirketin malı olduğu belli olan tuvalet kağıtları görürüz raflarda. Düşünürüz. Ona bir şans vermeyi isteyebiliriz. Yanından geçip gitmiş olsak, bir dahaki alışverişte ona tekrar rastlayana kadar hatırlamayız bile. Ancak o fırsatı verdiğimizde bize kalan rahatlık, bunca zaman neden onun yanından geçip gittiğimizi sorgulatır bize. Pahalı çoğu üründen daha iyidir. Ama gösterişsizdir. Fiyatı, verdiğinin yanında azdır. Ama o mutludur.
Peki ya hem güzel isimli, dokulu, ambalajlı ve aynı zamanda da kaliteli, ancak arkamızda kaldığı için hep unuttuğumuz, en değerli organlarımızdan biri olan popomuza hakettiği değeri veren tuvalet kağıtları yok mudur a dostlar?Olmaz olur mu? Hiç…olmaz olur mu? O rehavet içindeyken yardımımıza koşup bizi altı yeni değiştirilmiş bir bebek kıvamına getiriveren tuvalet kağıtları, ne kadar mutlu eder hepimizi bir düşünsenize…Hep onu isteriz. Bağımlısı olmuşuzdur. O yoksa herşey boştur. Mutsuzuzudur bulamadığımız zamanlarda. Ancak pahalıdır. O paraya oo hooo o, neler yapabilirizdir.Kıyamayız bazen paralara. Daha azına razı oluruz.
En makbulü ambalajıyla, fiyatıyla ve kalitesiyle tutarlı, neyi vaad ediyorsa, nasıl görünüyorsa öyle olan tuvalet kağıtlarıdır. Neyi aldığımızı biliriz. Alabildiğimizi alırız.
İnsanlar da tuvalet kağıtları gibidir…
Ben bu hayatta görüp görebileceğim tüm götlere rağmen dağılmadan, erimeden, parçalanmadan, ambalajımla uyumlu, kanalizasyonuma akabilmek isterim…
alp
Commentaires